Blogumun ilk yazısı elbette, en iyi bildiğimi düşündüğüm bir meslek hakkında;
Müfettişlik...
Halen müfettiş misiniz? Yazının devamı moralinizi bozabilir, baştan uyarayım (alternatively; gaza da gelebilirsiniz)
Ey okuyucu, bu iş ne zaman mı
gözdeydi? Bavul dolusu paraya yönetici transferi yapılan yıllarda, yani
Interbank, Esbank, Yaşarbank, Etibank, Marmara Bank, Emlak Kredi Bankası,
Körfez Bank, Osmanlı Bankası, Pamukbank vb. bankalar varken yani bir dünya banka
varken, irili ufaklı ihtisas bankaları ve bölgesel bankalar varken bu iş
gözdeydi. Niye mi? Gerçek sebep eskiden
Bankacılık lise mezunlarının yapabileceği bir iş olarak kabul edilirdi.
Halen bir çok köklü bankaya gidin, bir çok şube müdür lise mezunudur. Operasyon
ekiplerinde de bir çok lise mezunu bulunurdu. Esasen yurtdışında halen öyle… Şimdi
ise nüfus bolluğundan ve adım başı üniversite olduğunda, otomasyona
geçildiğinden, manuel işler azaldığından, internetten vb. bir sürü sebepten
artık bankalara lise mezunu alımı yok (varsa biri yorum yazsın beni
bilgilendirsin, her bankayı bilemem sonuçta kardeşim, yüklenmeyin hemen daha ilk
yazılarda).
Müfettişler ise üniversite
mezunları arasından, müsabaka sınavı denen bir sistemle, bir dolu mülakat ve
adamın (bayanın) evine kadar gidip ev ziyareti sonrası iş alınan, genelde bir
de inglizce/almanca/fransızca dillerinden birine vakıf (yazıyor, anlıyor ama
konuşamıyor) kişiler arasından geleceğin yöneticisi gözüyle alındığından lise
mezunu arkadaşlarımıza gore basamakları daha hızlı çıkıp Genel Müdürlüğe kadar
yükselen kişilerdi.
Tabii devir değişti (Çelikte
değişti diyeyim; siz blogu kapatın, bi daha da ziyaret etmeyin, ben de bu blog
sevdasından vazgeçeyim yol yakınken)
Neyse eski günlerde değiliz diye bu
işi yapmayacak mısınız? Eski şaşalı günlerinde değil belki ama halen iyi bir
meslek, saygın bir meslek. Parası nispeten iyi. Ama diğer birimlerde
çalışanların sandığı gibi değil maddi kısım.
Halen devlet bankaları, birkaç
köklü Türk Bankasında (bu kurumlarda çalışan müfettiş arkadaşlarımdan bazıları
aksini iddia etse de) bu pozisyonda başlarsanız kendinize gayet iyi bir gelecek
kurabilirsiniz. Hadi o zaman müfettiş olalımJ
Öncelikle pat diye Müfettiş
olmuyorsunuz. Müfettiş Yardımcısı olarak mesleğe başlanıyor. Şimdi, bankalar
yaz aylarına doğru müfettiş yardımcılığı ilanlarını verirler. Genelde; 27
yaşını aşmamış üniversite mezunu arkadaşlar iyice süsledikleri cv’lerini ilandaki adrese yollarlar. Adaylar
önce CV üzerinden elenirler. Bu eleme kurumdan kuruma değişir; akademik
müsabaka sınavı yapanlar ve devlet genelde üniversite ayrımı yapmadan yazılı
sınav kısmına başvuran ve kriterleri tutan herkesi çağırır. Genel yetenek, dil,
kompozisyon vb. daha hafif sınav yapanlar üniversitelere bakarak sınava
çağıracakları kişileri de ön bir elemeye tabii tutup bankalarında çalışmaya
layık gördükleri “label” üniversitelerden mezun kişileri çağırırlar.
Label üniversiteler mi? Boğaziçi,
ODTÜ, Koç, Sabancı, Bilkent, İstanbul (ingilizcesi ama) vb. Öyle Gazi, 9 Eylül,
Uludağ, Marmara mezunuysanız, veya Bilgi, Yeditepe’den falansanız, ön elemeyi
yapanın insafına kalmış olabilirsiniz.
Tabii bu seçme sisteminin kendince
bir mantığı var, her başvuranı sınava çağırmak, sınav yeri ayarlamak,
gözetmen ayarlamak, sınavları kontrol etmek vs. birçok maddi ve zaman açısından
külfet doğuran olaylardır. İlerde değinirim,
Bankalar artık düşen marjlar yüzünden iyice cost (bu blogda bol bol ingilizce
kelime kullanacağım, peşinen özür dileyim ama kabul etmemiz gerekir ki bazı
ingilizce kalıplar-kelimeler- hayatımıza girdi, ben kabullendim, sen de et, kasma) odaklı olduğundan üniversiteye göre eleme –ben çok
katılmasamda- kendince mantığı olan bir yöntem.
Neyse; şimdi kimi banka bilim
sınavıyla, kimisi ÖSS/YGS/LGS (ne haltsa adı şimdi) benzeri bir sınavla, kimisi genel yetenek sınavıyla
adayları eler. Bilim sınavları; 2-3 akademik bölüm seçtiğiniz, daha sonra klasik
usül sorulara cevap verdiğiniz bir sınavdır. Misal, Hukuk, İktisat, Pazarlama
seçersiniz. Bu dallardan soru gelir. Bir örnekle iyice pekiştirelim, Hukuk’tan;
“tam ehliyetlilik” kavramını açıklayınız. “Kıymetli evrak nedir?”, “Çekin şekil
şartları nedir?”… ÖSS benzeri sınav adından anlaşılacağı gibi Türkçeye ve
matematiğe yatkınlığınızı çözmeye odaklanmış sınavdır. Genel Yetenek sınavı
ise; 60 sorunun 40 dakikada çözülmesi hedeflenen, soruların “zeka” odaklı
olduğu (veya öyle iddia edildiği) zamanı iyi kullanıp kullanmadığınızı görmeye
yönelik sınavdır.
Hadi bunları geçtiniz. İkinci
sırada (bazı bankalarda ilk sırada veya aynı anda) dil sınavı yapılır. Kimi
kurumlar TOEIC, IELTS ve/veya TOEFL sınav sonucuna göre sınav yapmamayı tercih etmekle
birlikte, genelde kurumlar kendi dil sınavlarını yaparlar.
Burayı da geçtiniz. İşte eğlence başlıyor…. Grup mülakatı. Arenadaki
gladyatörler misali 4-5 aday, mülakat heyetinin karşısında verilen bir konuyu
tartışırlar, artık kim kimi yerse... Grup mülakatı öncesi veya sonrası (veya 1.
aşamada) bir konuda kompozisyonda yazılır, güzel türkçe şarttır. Ama olurda
müfettiş yardımcısı seçilirseniz bilin ki 1-2 seneye güzel türkçenizden eser
kalmayacaktır. günlük konuşmanızda bile "müteakip", "mahsup",
"tespit etmek", "kanaati edinilmiştir" tarzı ağdalı garip
bir türkçeniz olacaktır. Grup mülakatı bitti, kompozisyonu yazdınız, genelde bir
de birebir mülakat olur, onu da geçerseniz, size iş teklifini sunarlar. Hoş iş
teklifi öncesi halen bir iki bankanın uyguladığı bir de ev ziyareti uygulaması
vardır ki bu tam bir komedidir; Ev ziyareti…
Evinize iki müfettiş gelir, genelde
biri kıdemli biri yeni müfettişliğini almış… Bu arkadaşlar neye bakarlar.
Kütüphanenize (varsa tabii, devir e-book devri), ailenize (bakmıyoruz denir ama
bakılır). Temel amaç çıkıntı bir tip olup olmadığınızı anlamaktır. Tamamen
formalitedir. Ziyaret sırasında dönüpte “ana, git bi kahve yap”, “bizim pederde
eski topraktır” vırt zırt abuk subuk konuşmazsanız, kütüphanenizde playboy
küllüyatı yoksa sıkıntı olmaz.
Tabii bunca aşamayı geçen bünye; ücret
teklif edileceği zaman zanneder ki 2-3 seneye ev, araba, uzay gemisi alacak, 5
sene sonra müdür olacak. Maaş teklifi geldiğinde küçük dilinizi dahi yutacakmış
gibi olursunuz, teklifin güzelliğinden değil, bunca çabayı uzman yardımcısı
olarak bankada başlayan bir arkadaşınızdan hiç de farklı olmayan bir para için
sarf ettiğinizden... Tabii müfettiş olacağım diye bir de yabancı 1-2 firmadan
teklif red etmişseniz kafanızı taşlara vurmaya başlamınız farzdır...
Hadi es kaza teklifi kabul ettiniz.
Öncelikle bir eğitim süreci başlar; bankadan bankaya değişmekle birlikte
minimum 1 aylık bir eğitim süresi vardır. Bir sürü teorik bilgi alırsınız.
Eğitim tam yatıştır, goy goydur, havadan maaş aldığınız bir dönemdir. Eğitim
bitince hemen bir üstadın yanına muavin olarak verilirsiniz ve on the job
training başlar…
Üstat mı? O da ne? O da bir sonraki yazımızın konusu olsun.
Arrivederci,
Label üniversitelere istanbul üniversitesi yazmış hahaha ingilizce işletme ve ingilizce iktisatı marmara'dan 30 puan düşük okulu yazmış.
YanıtlaSilLabel üniversite kavramının puanla alakası olmadığını deneyimlediğinde (tabii şayet anlaya / algılaya-bilirsen) umarım renkli kişiliğinden kaybetmezsin. Başarılar dilerim.
SilMerhaba, konu ile ilgili detayli bilgiler almak ve sormak istedigim birtakim sorular var.Size ulasabilecegim bir mail adresiniz varmidir?
YanıtlaSilÜstad yazı cok güzel ozelden sormak istediğim sorular var yardımcı olur musunuz ?
YanıtlaSilOlalim, birazhayalet@gmail.com
SilMerhaba, size ben de mail attım. Vaktiniz olduğunda cevaplayabilir misiniz?
YanıtlaSil17 yaşındaki arkadaş sensen, cevap yazdım. Degilsen tekrar gönderir misin
SilMT'ler ile başlangıç olarak pek de bir fark olmadığını yazmışsınız, nispeten doğrudur; fakat şunu da belirtmek isterim ki, bir müfettiş yardımcısı pozisyonu gereği mt'lerden daha farklı bir gözle görülür kurum içerisinde. Gerek yükselme imkanları gerekse de zaten Uzman Yardımcısı sıfatını da taşımaları, iş boyunca tecrübe edinimi imkanlarını da göz önüne alırsanız, her zaman MY'leri MT'lerden en az bir adım öne çıkaracaktır.
YanıtlaSilBuradaki kilit nokta şu, MY'ları sabite geçerken para kaybediyorlar ve haklı olarak onun pazarlığına girdiklerinden öyle kolay kolay sabite geçemiyorlar. Bir MY esasen Teftiş Kuruluna 5 senelik olduğunda tam katkı sağlıyor ama tam o sıralarda da gitmek istiyor. İşte 5 senelikten çıkarsa MTden önde olabilir ama sonra çıktığında 7 senelikken falan o MTnin altına giriyor maalesef müdür yardımcısı olarak. Zaten bu yüzden birçok müfettiş ben müdür yardımcısı geçmem diyip daha da vakit kaybediyor falan... Yani ne zaman ve hangi birime geçebildiğine göre değişir. İşin özünde ikisi de çok matah şeyler değil. Doğru yerde ve doğru zamanda bulunmuyorsanız ve de iyi bir yöneticiyle değilseniz, işiniz iyi de olsa sonunuz kötü oluyor.
Silacaba bu label üniversitelere ankara üniversitesi dahil midir?
YanıtlaSil