2 Aralık 2017 Cumartesi

Yurtdışına "kapak" nasıl atılır? (3) - Parası olana hayat güzel

Geçen yazıda yazdığımız yöntemlere başlayalım. Bu yazıda parası çooook olanlara yöntemleri yazacağım. Biraz yüzeysel olacak, zira ben ve ailem orta halliyiz (1-2 çıt üstü diyelim hadi), bu yöntemleri kendimiz bir fiil yaşamadık. Ama çevremde bu yöntemle gidip çalışan çok insan var.

Ülkede genç sayısının inanılmayacak derecede çok olması lakin iş garantisi yüksek okulların sayısının düşüklüğü birçok gencimizi ve ailelerini yurtdışında üniversitelere bakmaya yönlendiriyor. Fransa hariç EU'daki, US ve Kanada'daki okullar paralı ve rakamlar yüksek. Parayı bastırıp girmek bile bazen mümkün değil. IELTS, TOFEL, SAT aklıma gelen almanız gereken belli başlı sınavlar.

Fransa'daki okullar beleş, ama burada Frankafon okullardan olmalısınız. Onlarda özel. Neyse bir şekilde okulla gitme olayı parası olana hitap ediyor. Liseli gençliğin okuduğunu sanmıyorum burayı ama okuyan varsa imkanınız varsa gidin gençler. Öyle sevgilim İstanbulda olacak, büyük aşk yaşıyoruz falan saçmalamayın.  Aşk güzel şey ama yurtdışına gitmeyerek ne kaçırdığınızı bilmiyorsunuz. Amerika'da kızlar soruyormuş diye de geyiğe bağlayalım... Özellikle Kanada ve Fransa'yı tavsiye ederim. Kanada okullarından mezun olursanız ilerde immigration için ek puanınız oluyor.

Okul bitince genelde 1 sene kadar vizeniz devam ediyor (ülkeye göre değişir) siz son senenizde deli gibi iş arayın. Unutmayın, sizi işe alan, size oturma ve çalışma izni için bir dolu masraf yapacak o yüzden sizi görüşmeye bile çağırmaya bilir. Bu sebeple çok yere başvurun. Mümkünse 2. ve 3. sınıfta aynı yerde staj yapın ve stajda güzel network yapın. Sonrasında staj yaptığınız yerin kapısında yatın. Öte yandan kapitalist düzen, firma size sponsor olduğundan daha az para verecektir. 3e 5e takılmayın, maksat yurtdışı ise başta bu şartarı kabul edin. Sonra sağa sola zıplarsınız.

Yaş kaç olursa olsun lisans eğitim fırsatı kolay kolay kaçmaz. Bu arada evliyseniz, şöyle fırsatlar var; benim bir arkadaşım , senelerce yurtdışını kastı, olmadı. Sonunda arkadaşımın eşi işi bıraktı, sıfırdan Kanada'da bir okula başvurdu, kabul geldi. Bu şekilde Kanada'ya gittiler, arkadaşıma da oturma izni eşi okuduğu için çıktı. Oturma izni çıkınca, arkadaşım şu an bir hastane grubunda denetçi olarak iş buldu ve çalışıyor. Her ikisi de 30 yaş üstü.

Lisans olmadı mı? Yüksek Lisans için yurtdışını değerlendirebilirsiniz. Burada okul başlar başlamaz, staj, part time vb. iş bakın. Yurt dışı Türkiye gibi değil, bu fırsatlar var. Yapamazsanız, son senenizde saldırın her yere işe girmek için. Yazmak gibi değil tabii, zor bir yoldur. Osuruktan bir yerde yüksek yapmıyorsanız iş bulma şansınız var.

Gerçekçi olmak gerekirse, Lisansta yurtdışına gitmek zengin işidir. Yüksek için burs bulma, çalışırken birikim yapıp gitme yine paraya bakmakla birlikte ailenize bağlı olmadığınızdan biraz daha olasıdır. Ama yurtdışında yüksek yapmak için para biriktirinceye kadar aile kurmuş, borca girmiş, işte yükselmiş oluyor insanlar ve bu hayal uçup gidiyor. Odak çok önemli. Neyse iki yöntemde parası olana hayat güzel örneğidir. Orta gelirliler için bursla veya çok zorla olacak işlerdir yurtdışıdan okumak.

Peki bunu geçelim.

Kendisi şanslı, ataları şanssız ufak bir azınlıksanız yani diğer yazımızda belirttiğimiz Balkan göçmeni veya sefarad Yahudi'siyseniz buna Kıbrıs vatandaşlarını da ekleyelim hadi, ilgili ülkeye başvurup pasaport alabilrsiniz. Bulgaristan nispeten Yunanistan'a göre daha kolay veriyor. Yahudiysenizde Portekiz, İspanya'ya göre daha kolay geriyor. Kıbrıs'ta olay kolay Kıbrıs doğumluysanız, ailenizde Kıbrıslıysa (sonradan Türkiye'den gidip yerleşen değil yani). Rum kesimine zaten rahat rahat geçebiliyorsunuz, oradan da pasaportunuzu alabilirsiniz. İngiliz pasaportu olanlarda var ama o konuyu hiç bilmiyorum. Bu konuda da bilgim sınırlı, malum hassas bir konu, çok sorduğum bir olay değil, ama çevremde Bulgaristan'dan EU pasaportunu alan 2 kişi, Kıbrıs'tan UK pasaport alan bir, Rum kesimi (EU) pasaportu alan bir kişi var. Portekiz'den sefarad Yahudi'si olupta pasaport alanda var (bunun Türkiye'de de izlenmesi gereken bir prosedürü var buarada).

Hadi bu da olmadı dyelim. Ama paranız var.

Çok paranız varsa iş çok kolay, yığınla ülke var gidip iş kurmanız durumunda oturma izni alabileceğiniz. İngiltere ve Hollanda yazıp google yanına bir de ankara antlaşması yapıp başlayın okumaya. Uyduruk bir cafe açmayla bile olaya girebilirsiniz. Avrupa'da Yunanistan, Malta, Portekiz, İspanya, İtalya buralardan ev alabilirsiniz. Bu iş için min. EUR 250bin olmalı bazılarında EUR 500bin olarak tarife başlıyor. Bir danışmanlık birması ile çalışmanızda fayda var, iş ve ev alma yoluna girecekseniz. İstemediğiniz kadar çok yerli ve yabancı firma var. Niye danışmanla çalışın diyorum, zira püf noktalarını ne kadar okursanız okuyun bilemeyebilirsiniz. Örneğin Dubai'de de AED 1.5m üzeri ev alırsanız oturma izniniz oluyor. Ama Dubai'de emirati olmayan kimse gerçekte toprak alamıyor, aldığınız ev aslında size 49 yıllığına satılıyor. Bu gibi noktalar önemli... Zaten paranızın olduğu senaryoyu yazıyoruz bu yazıda pintilik yapmayın danışmanla çalışın.

Bu da mı gol değil? Bu yazdığım aslında pek paranız olmasına bakmaz ama yine de buraya yazdım;

EU, UK, US veya Kanadalı seçiyorsunuz sevgililerinizi:) Aşkı ecnebi birinde arayın (Erkekler bu yazdığımu rus'a gidin diye algılamayın lütfen ;) Hadi len dediğinizi duyuyorum ama, bu da bir yöntem ve pratik bir yöntem. Üzerine yazacak birşey pek yok. Yabancıyı nereden bulacağım diye soruyorsanız, ne bileyim kardeşim, pzvnk değiliz, çalıştığınız işyerine bakın, yazlıkta, tatilde uyanık olun, airbnb ile evinize insan alın, internet üzerinden tanışın.

Bir sonraki yazımda, Green Card ve Canada Immigration diye başlarız, artık Allah ne verdiyse devam ederiz...