27 Kasım 2017 Pazartesi

Yurtdışına "kapak" nasıl atılır? (2) - Seçenekler

Şimdi efendim yurtdışına nasıl gidebilirsiniz?

Seçenekleriniz çok fazla aslında ama süreç çoook zor.

  1. Yurtdışına okumaya gidersiniz, bir yandan is ararsınız. Lisans veya Yüksek Lisans fark etmez
  2. LinkedIn, Efinancialcareers, Monster,  Bayt gibi sitelerden yurtdışı ilanlarına başvurursunuz
  3. Sizden önce gitmiş, işinizi bilen birilerine "abi beni de yanına al, gözünün çapağını yiyeyim" diye yalvarırsınız
  4. Çalıştığınız uluslararası firmanın, şirket içi ilanlarına başvurup gidersiniz
  5. Green Card'la ABD'ye gidersiniz
  6. Kanada veya Avustralya'ya immigration başvurusunda bulunursunuz
  7. İngiltere'de Ankara antlaşması kapsamında iş kurarsınız
  8. EU veya US pasaportlu biriyle evlenirsiniz
  9. Bok gibi paranız vardır, mülk alıp, oturma izni ardından vatandaşlık alırsınız veya iş kurup, oturma izni alırsınız
  10. Muacirsinizdir. Anneniz, babanız Bulgaristan veya Yunanistan'dan göçmüştür, onlara söylersiniz vatandaşlıklarını alırlar sonra sizi de alırlar.
  11. Sefarad Yahudi'sisinizdir, İspanya ve Portekiz'den vatandaşlık alırsınız
  12. Kaçak gidersiniz (gemide tayfa olarak, AU pair olarak vs.) -bu yasal değil tabii önermiyorum-

Ben (4) ile yurtdışına çıktım. Ama bu işe karı-koca çok uğraş verdik, kendi ekibimden (1) ve (11) ile giden oldu. Çevremde benim bildiğim ve yukarıda saydığım yöntemlerle giden birçok insan oldu, birçok arkadaşımsa hayallerini gerçekleştiremeyip patladılar. Bir kısmı halen uğraşıyor. Kimisi gitti, vatanım da vatanım diye geri döndü. 12 yöntemin 11iyle de giden var çevremde. 

İşin uzmanı değilim ama hepsi için birşeyler karalayacağım. Yazdıklarımların kimisi kendi yaşadıklarım, kimisi Türkiye çalışırken ekibimdeki arkadaşlarımın başına gelenler, kimisi arkadaşlarımdan aktarımdır. 

%100 doğruyum demiyorum, sadece deneyimlerimi ve bilgilerimi aktaracağım. Kaşıkla almak veya kepçeyle almak size kalmış, siktir lan ne atıp tutuyorsun da  diyebilirsiniz :)

12 seçeneği 3'erli 4'erli gruplayıp, ayrı ayrı yazılarla karşınıza çıkacağım. Baştan söyleyeyim de yanlış anlaşılma olmasın, kapağı yurtdışına atın, kaçın kurtulun falan demiyorum. Gitmek isteyen varsa, deneyimlerimi aktarıyorum. Gitmek istemeyenler güzel ülkemizin tadını çıkartsınlar. Önümüzdeki birkaç yazımız gitmek isteyenlere yönelik olacak.

Hadi bakalım, görüşmek üzere,

25 Kasım 2017 Cumartesi

Yurtdışına "kapak" nasıl atılır? (1) - Bitmeyen hayal

Efendim benim iş hayatın girdiğimden beri en büyük hayalim yurtdışında çalışmak ve de yaşamaktı. 40'ıma gelmeden bunu yapabilmiş olmanın ve halende yurtdışında çalışmanın verdiği rahatlıkla sizlerle bir kaç yazı boyunca bu hayaller nerden doğar, yurtdışına nasıl gidilir, gitmek faydalı mı vb. konuları yazacağım.

Bir müddettir yazamadım, öncelikle o konuda takipçilerime özürlerimi sunarım.

Kendi adıma yurtdışında çalışmak istememin birçok sebebi vardı. Eminim bir veya birkaçı sizlerin nedenleriyle de uyuşacaktır.  Herşeyden önce iş hayatına başlangıç yıllarım üniversitede hayalini kurduğum gibi olmadı. İlk 2 sene ossuruktan pozisyonlarda ve düşük ücret veren yerlerde çalıştım, askerlik sonrası denetim kariyerim başladı ama yaş olmuştu 25...

Kariyerimin ilk yıllarında gördüğüm daha önce bahsettiğim gibi label üniversiteden mezunlar iş bulma konusunda bir adım öndeler ama daha sonra durum eşitleniyor. Zira iş hayatında önemli olan iş bitirmek. Neyse ama bu sefer ortaya yurtdışında çalışmış olup ülkeye dönüş yapanlar çıkıyor. bunlar aniden "müdür" olarak bir ekibin başında yeşeriveriyorlar. Banka örneğinden yola çıkarsak, 5 yıllık bir müfettiş sabite müdür yardımcısı olarak geçmeyi beklerken Amsterdam'daki, Rusya'daki veya Romanya'daki Türk Bankaları'nın birinde 5 yıl çalışmış olan biri çat diye Banka'ya müdür olarak gelebiliyor. Bunu defalarca gördüm, aynısı reel sektörde de geçerli. Yani kariyer yurtdışında çalışıp ülkeye dönmek kariyer açısından avantajlı...

Yurtdışında kariyer (bulunduğunuz ülke ve iş koluna da bağlı olarak) daha hızlı ilerliyor. Müfettişken iki kez yurtdışına denetime gitmiştim, her seferinde okuldan mezun olalı 4 sene olmuş "audit manager"lara, toplam kariyeri 6 sene olan "senior manager"lara denk geldim. Gördüm ki terfi olayında dünya bizden başka yerde. Dünya diyorum çünkü bu denetimlerin biri Avrupada diğeri ise Asyadaydı. Yani terfi nispeten (tabii iyi bir çalışan olduğunuz varsayımıyla) daha kolay.

Ailemde yurtdışında çalışmış akrabalarım var, hiçbir şeyi yokken giden bu akrabalarım şu an evler ve dükkanlar sahibi. Çocukları birden çok dili "native" gibi akıcı şekilde konuşabiliyor. Yani emeğinizin karşılığı maddi olarak var, maddi olarak olmasa bile orada kazandığınızı Türkiye'ye yatırdığınızda döviz kuru olayından dolayı ülkemizde hatırı sayılır bir varlık yapabilirsiniz.Özellikle yurtdışında bonus olayı bizdeki gibi güdük değil. Benim adıma bu en büyük belirleyici olmuştu; aldığınız para ile yaşamak istediğiniz hayat arasında ciddi bir fark varsa ve bu durum çalıştığınız şirkette değişmiyorsa, başka şirkete geçiğinizde de değişmeyecekse, kafayı kaldırmakta fayda var...

Başka sebepleri de siz ekleyebilirsiniz, misal şu an çalıştığım ülkede yasal iznim 30 gün. Fransa gibi yerlerde çalışma saatleri inanılmaz derece medeni. İtalya, İspanya keza aynı şekilde. İzni kullanmama gibi olaylar söz konusu değil.

Ben apolitik biriyim, ama çevremde ülkenin gidişatını beğenmediği içinde gitmek isteyen kişi sayısıda oldukça fazla.

Çocuğu için de yurtdışına gitmek isteyen var. Zira Türkiye'de en iyi okula bile gitse aksanı maalesef yurtdışında özellikle erken yaşta gidildiğinde alındığı şeklinde olmayacak. Bir de tabii bu beğenmediğimiz Türk aksanlı ingilizceyi ülkemizdeki okullara akla hayale  sığmayacak bir para ödeyerek elde ediyoruz... Şaka gibi...

Beni yurtdışı için motive eden etkenler para-kariyer-tatil ve cocuğumun eğitimi söz konusuydu. Senelerce deli gibi uğraştım...

Bir sonraki yazıda acı gerçeklerle yüzleştireceğim sizi... Görüşmek üzere,