19 Temmuz 2018 Perşembe

Mülakat Zor İştir (2) - Sizi Niye İşe Alalım?

Mülakat serimiz devam ediyor...

Mülakatta ilk imaj dakiklik, kılık kıyafet, el sıkma ve göz teması ile sağlanıyor. Bunlar basics, yani zaten beklenenler, sizi öne çıkartmıyor ama 1-0 yenik oyuna başlamanıza engel oluyor. İlk yazıyı okumayanlar okusun, sonra buradan devam etsin.

https://birazhayalet.blogspot.com/2018/05/mulakat-zor-istir-1-ds-gorunusun-onemi.html


Esas eğlence mülakat başlayınca. Birkaç çeşit mülakat var; 1-1, Grup, stress mülakatı benim yazacaklarım. 1-1 klasiktir. İlerideki yöneticinizle ve bazen yanında IKcıyla yapacağınız mülakattır.

Bir kere mülakat öncesi dersinizi iyi çalışın firmayı araştırın. Firma hakkında ekonomi dergilerinde çıkan haberleri, firmanın LinkedIn sayfasını vs hatmedin. Firmanın üst düzey yöneticilerini araştırın ortak noktanız var mı? Ayrıca üst yönetim incelemek size ilerisi için firmada şansınız olup olmadığına dairde ipucu verir. Mutlaka beraber çalışacağınız sizi işe alacak, mülakat yapacak kişiyi araştırın. Artık LinkedIn olduğundan bu işler kolay. Niye araştırıyorsunuz? Ortak nokta bulmak için. Misal aynı orta okuldansınızdır, sohbet koyulaşır. 

Mülakatta en dikkat edilen şey söylediklerinizin çelişmemesi. Misal bu genelde MT işe alım mülakatlarında çok olur; mülakatı yapanlar hangi bölümü istiyorsun, hangi bölüme kendini daha yakın hissediyorsun diye sorar. Denetim veya Kurumsal pazarlama demeyin. Ne alaka derler? Hazine veya İç Kontrol demeyin. Kendi içinde tutarlı olmalı dedikleriniz. Tabii gerçek cevap, işe ihtiyacım var, çalışmam lazımdır ama mülakatı yapanlar daha ulvi birşeyler duymak istiyorlar. Burada bakılan aslında kendinizi ifade etme şekliniz ve tutarlılık. Net olun. 

İlk soru klasik kendinizi tanıtın sorusudur. Çok uzatmayın. Şurda okudum, burda okudum. Yeni mezusanız stajlarınızı belirtin, birer ikişer cümleylede stajda ne yaptığınızı anlatın. Yeni mezunlar için bu lazım. Zira genelde staj deneyimi ciddiye alınmaz, fotokopi çekmiştir denilip, geçilir. O yüzden misal araya excelim çok iyidir, bir projede manuel olarak yapılan ve yarım gün sürdüğü söylenen xxx olayını bir makro yazıp 5 dakikaya indirdim, bir anda firmada excel canavarı diye adım çıktı, hiç fotokopi çekmedim diye bir hikaye anlatabilirsiniz. Veya java biliyorsunuzdur, birşeylere yardımcı olmuşsunuzdur, hikayenizi anlatın. Kimde Gazi Üniversitesinde Fotoğrafçılık Klubünde olmanızla ilgilenmiyor. Tabii 4-5 yılı aşmış deneyimli biri olarak bir mülakata giriyorsanız staj mtaj anlatmayın.


Deneyimli kişiler, geçmiş iş deneyimlerini anlatırken başvurdukları işe neden uygun olduklarının ipuçlarını versinler. Misal başvurdukları işte SAP deneyimi mi arıyorlar, geçmiş işlerinizde SAP kullanmış olabilirsiniz onu belirtin, SAP kurulum projesinde yer almış olabilirsiniz, anlatın. İş verenin duymak istediği şey şudur: ' bu adam / kadın bu işi daha önce yapmış, bunu alırsam hemen faydalanmaya başlarım'. İşveren sizden 6-7 ay sonra verim alabileceği hissine kapılırsa, işi başkasına kaptırma şansınız artar... Ayrıca bu ayrıntıları verirseniz, seni niye işe alalım gibi dallama sorulara da maruz kalmazsınız.

Devam edeceğiz...

https://www.linkedin.com/in/jacques-clouseau-7a6029169/

18 Temmuz 2018 Çarşamba

LinkedIn hesabımız aktif

LinkedIn hesabımız aktiftir. Bağlantı için aşağıdaki linki tıklayın.

https://www.linkedin.com/in/jacques-clouseau-7a6029169

15 Temmuz 2018 Pazar

İngilizce Mülakat

İngilizce mülakat Türkiye'de tam bir komedidir. Hele ki IKcılar yapıyorsa.

Rezillik olmasın diye birçok yer ya yazılı ingilizce sınavı yapar ya da Toefl, Ielts falan ister.

Ama bazen sonlara aşamalara kaldıysanız ve işe alım yapacaklar son 2-3 kişi arasında kaldıysa, veya başvurduğunuz iş gün içinde ingilizce konuşmayı veya yazmayı gerektiriyorsa mülakatın bir kısmı ingilizce geçebilir.

Bir kere gafil avlanmayın. Misal Citibank'a gişe görevlisi mülakatına gidiyorsanız elbette ingilizce mülakat olmayacaktır ama Citi'ye kurumsal bankacılık MT'si mülakatına gidiyorsanız evet az da olsa böyle bir ihtimal var. Veya ING Bank'a Financial Institutions ekibine mülakata gidiyorsunuz, ingilizce mülakat yapmazlarsa kabahat zaten. Başvurduğunuz işe ve kuruma göre uyanık olun.

Genelde Türkçe başlayan bir mülakat "Tell me about yourself" diye geniş bir cümleyle ingilizceye döner...

Hoş yurtdışı mülakatları da genelde pek farklı değildir onlar "walk me through your CV" falan diye daha havalı soru olmayan cümleler kurabiliyorlar...

Türkiye'de ingilizce mülataka giriyorsanız. 3-4 dakikalık kendinizi tanıtma kısmını hatasız ve ezberlemişsiniz hissiyatı olmayacak tempoya gelinceye kadar çalışın. Biz Türkler ingilizce yazarken ve konuşurken uzun uzun cümleler kurmaya bayılıyoruz. Kısa cümleler kurun. Genelde eğer mülakat Türkçe başlamışsa ingilizce mülakat kısmı 2-3 sorudan oluşur. Berbat bir ingilizceniz varsa karşınızdaki kişi kasmaz ve ilk soruda teşekkürler der ve tekrardan Türkçeye geri döner... İyiyse ingilizceniz "Where did you learn English" falan gibi osuruktan bir takip sorusu gelir veya öğrenci değişim programı ile (Erasmus) falan yurtdışına gittiyseniz onla alakalı bir soru gelir. Misal CVnizde yarım dönem İtalya gözüküyordur "I see you have been to Italy, what did you do in Italy" vb kıytırık sorular gelir. Amaç ingilizce konuşup konuşmadığınızın tespitidir.

Yutdışı mülakatlar ise esas ciddiye almanız gereken mülakatlardır. Klasik mülakat sorularının hepsini bekleyin. Kendinizi tanıtmanız istenecektir. Son işinizde ne yaptığınızı ayrıntılı olarak anlatmanız beklenecektir. Neden sizi alalım veya "how is your current role related with our job post?" falan hep gelir. Bildiğiniz mülakat gibi olacaktır. Paketiniz ve beklentiniz mutlaka sorulur özellikle bu görüşmeyi head hunter yapıyorsa, hazırlıklı olun. Bu konuyu ayrıca derinlemesine işleyeceğim ama tavsiyem: kısa cümleler kurun, bir soruya 3 dkdan fazla cevap vermeyin. İlginç hikayeleriniz olsun daha doğrusu başarı hikayelerinizi anlatın. Satışçıysanız, zorlu bir müşteriyi nasıl ikna ettiniz veya traditional olmayıp structured solution sunduğunuz bir örneğiniz var mı falan gibi sorulara hazırlıklı olun.

En önemli olay LinkedINde millet IK mülakatlarında en çok yapılan hatalar falan diye kendi kendilerine yazı yazıyorlar. Bunlara bakın ama kanmayın. Genelde bu yazıları yazanlar kendi reklamlarını yapmaya çalışıyorlar, yazıların içeriği genelde IKcılar böyle böyle yaparlar ama ben böyle böyle yapardım tadında oluyor. Dertleri size yardım etmek değil daha iyi bir iş bulmak bunların. Vakit kaybetmeyin.

Neyse görüşürüz...

14 Temmuz 2018 Cumartesi

İngilizce Nasıl Akıcı Hale Getirilir - İngilizce Geliştirme

Uluslararası bir firmada çalışmak istiyorsanız, yurtdışında çalışma / yaşama hayaliniz varsa ingilizcenizin akıcı olması lazım NOKTA.

İngilizce ile ilgili bir çok yorum alıyorum. Ne yapmalısınız?

Ülkemizdeki eğitim sistemi malum, anadolu liseleri bile artık iyi bir konuşma ingilizcesi veremiyor.

Ülke olarak çok gerideyiz.

Yurtdışında o beğenmediğimiz Orta Doğuda adamlar çocuklarını ingilizce eğitimine 4 yaşında başlıyorlar. O yüzden bir Mısırlının, Lübnanlının, Emiratinin gayet akıcı (aksan demiyorum dikkat) konuşma ingilizcesi oluyor. Iıııııı, ıııı... duymuyorsunuz. Aynı durum asyada da geçerli (Çin hariç). Sri Lanka, Pakistan, Hindistan, Singapore, HK, Endonezya bu ülkelerde yaşayanların gayet akıcı ingilizcesi var.

Bizde sıkıntı 80-90lı yıllarda ingilizce orta okulda başlardı yani 11-12 yaşında. Bu yaş yeni bir dil öğrenmek için çok geç... Bu sebeple özel bir yeteneğiniz yoksa, koleje gitmiyorsanız (Robert, Amerikan Kolejleri, TED Ankara falan kastım,  Samiha Şakir gibileri değil:) veya Kadıköy Anadolu, Bornova Anadolu vb. köklü Anadolu liselerinden değilseniz sağlam bir grammer alt yapısına da sahip olamıyordunuz ve konuşmanızda akıcılıktan çok uzak gak guk seviyesinde oluyordu. Üniversitelerdeki fiktif ingilizce eğitime girmiyorum bile. Şimdilerde ise dışardan görünüm sadece parası olan belli bir zümrenin iyi ingilizcesi olabileceği gibi... Tabii şu anki eğitim sistemine uzak olduğumdan çokta yorum yapamıyorum. Ama şunu söyleyebilirim; KPSS kitabından ingilizce öğrenilmez arkadaşlar...

Neyse hemen söyleyeyim bu iş kursa giderek belli bir yere kadar olur. Hiç ingilizceniz yok mu? O zaman kursa yazılın. Alt yapıyı yapın, grammer kurallarını öğrenin, tüm kurları tamamlayın. Kaytarmayın. Sınıf içi eğitim olsun (öyle kulaklıkla internetten olanlara para kaptırmayın), mümkünse gavur hocaların geldiğinden. 
 
Kursla, okulla bir şekilde ingilizcenizi okuma ve anlamanızı ve de grammerinizi intermediate yapın. Ama konuşma kısmı kurla olmaz. O kısmı yazıyorum işte:

Öncelikle kulağınızı çalıştırmanız lazım. Bunun için Türkçe birşeyler izlemeyi bırakıyorsunuz. Ertuğrul Diriliş dizisine veda edin, Ertuğrul Gazi'nin kahramanlıkları size kariyer olarak geri dönmeyecek ne de olsa...

Evinizi coach surfing yapanlara açıyorsunuz (https://www.couchsurfing.com/), veya evinizin bir odasını Airbnb ile yabancılara kiralıyorsunuz. Böylelikle evinizde sürekli olarak yabancı biri kalıyor olacak (tabii üniversite, iş hayatının başlarında falan olduğunuzu varsayıyorum) onlarla bol bol sohbet ediyorsunuz. Yemek yapmaktan, yaşadığınız şehre gezdirmeye kadar birçok konuda konuşabilirsiniz. İngilizceniz ancak yabancılarla konuşursanız gelişir. Kendinizi yabancılarla konuşmanız gerekeceği ortamlara sokun. Eviniz yok, evinizi açamıyor musunuz?

O zaman paranızı biriktiriyorsunuz, trenle backpacking europe yapıyorsunuz (yanınıza başka Türk almadan - Erkekler size diyorum olayı 2-3 arkadaş abaza turuna çevirmeyin). Girişken olun, yardım isteyin, herkesle konuşun. (https://www.euro-backpacker.com/transport/rail/)

Başka alternatifler, motorcuysanız, motorla tura çıkın. Coach surfing'i burada da kullanabilirsiniz.

Üniversitedeyseniz, work and travel'e bakın derim. (https://www.ciee.org/in-the-usa/work/work-travel-usa). Bu müthiş bir deneyim olabilir, hem 2 ay yurtdışı çalışma deneyiminiz olacak (mavi yaka oluyor, kasiyerlik, mutfak, sirkte bilet kesme vs. ama önemi yok. Burada kalsanız Sabancı'da CEO olacak haliniz yok). Arkadaşım sirkte bilet kesti ayda 2000 USD para kazandı...

Mümkünse yabancı sevgili yapın, ciddiyim, eliniz mahkum konuşmaya:)

Yani yapacağınız şey özetle
  • Hali hazırda ingilizceniz az veya yoksa önce kursa gidiyorsunuz. Dil bilgisini hallediyorsunuz. Tüm kurları alın, ben oldum diyip yarım bırakmayın, dil nankördür
  • Yabancı dizi ve haber (cnn, bbc) izlemeye başlıyorsunuz, Türkçe birşey izlemeyin
  • Coachsurfing vb sitelerle evinizi yabancılara açıyorsunuz ve sizde aynı şekilde ucuz yollu (back packing) yurtdışına gidiyorsunuz
  • Work & Travel'a bakıyorsunuz
2 senede halledersiniz bu yazdıklarımla... Bunları yapmadan ingilizce falan öğrenemezsiniz veya geliştiremezsiniz. Mülaktta tell me about yourself dendiğinde 2. cümleden sonra mala bağlarsınız. Oysa 5 dakika konuşsanız zaten size tell me about yourself diye soran dingilin 2. sorusu muhtemelen yoktur, bu biliyor ingilizceyi diyip eki eki kih kih diye pişkince gülüp Türkçeye geri dönecektir...